Ergün Atalay: “Biz Bu Ülkenin Dörtte Üçüyüz Temsil Noktasında Yüzde 1 Bile Değiliz”
Haber: CEYLAN SAĞLAM- Kamera: FATİH EFE
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, seçimden önce kamu sözleşmelerinin tamamlanmasını, kesintili işçi alımını ve taşeron sorununun ülke gündeminden çıkarılmasını talep ettiklerini belirterek, “Eğer 30 tane taşeron kökenli milletvekili olsaydı. TBMM’de bu taşeron sorunu çözülecek.Biz bu ülkenin dörtte üçüyüz.Temsilde yüzde 1 bile değiliz” diyen Atalay, asgari ücret için ‘ek zam’ sorusuna da, “Şu anda böyle bir zam talebimiz yok, önce gündemdeki kamu ihalesini ele alalım. Ondan sonra çevreye bakacağız.”
TÜRK-İŞ Genel Lideri Ergün Atalay, 2023-2025 dönemi için planlanan kamu toplu iş sözleşmeleri için bugün kamu uyum kurulu ile birlikte sendika merkezinde basın toplantısı düzenledi. Atalay, Türkiye’deki taşeron işçiliği sorunu, EYT ve çalışma hayatıyla ilgili birçok soruna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Atalay dedi ki:
“İŞÇİNİN TALEPLERİ VE BİZİM TALEPLERİMİZ SEÇİMLERE GİTMEDEN BU KAMU SÖZLEŞMELERİNİ BİTMEK İÇİN”
“Bugün arkadaşlar kamu sözleşmeleri ile ilgili Kamu Uyum Konseyi’nin dördüncü toplantısı için toplandılar. Şu anda arkadaşlarımız 700 bine yakın kamu sözleşmesinin bir an önce bitirilmesi için çalışıyorlar. İşçinin de talebi de bizim de talebimiz bir an önce bitsin.” bu kamu ihaleleri daha seçim yüzeyine girmeden.kamu ihalelerinin gündemine giriyor.taban fiyatlarda düzeltme var,refah payı var,ilk altı ay talep edilecek artış var. sosyal yardımlar, fazla mesai fiyatları.Hizmetlerde zam var 18 maddeye yakın madde var.Son halini arkadaşlar verecek ve hafta başında bakanlığa gönderilecek.Asıl madde müzakereleri bitmesine rağmen HAK-İŞ’li arkadaşlarımız toplantıda bakanlığa teslim edecekler.
“SELÜLOZ-İŞ SENDİKASI 168 İŞÇİYLE 43 GÜNLÜK GREVDE”
Burada ülke emekçisinin alım gücü ortada, öyle bir noktadayız ki özel sektörde çoğu bizim bu kamu ihalelerimize bakıyor. Şu anda İzmit’te biz Selüloz-İş Sendikası olarak 168 işçiyle birlikte 43 gündür grevdeyiz. Buraya gelmeden önce sendika başkanına son durumu sordum arkadaşlar 10 yıllık kalifiye eleman. Aldıkları para brüt olarak 10 bin 800 lira. Yani, taban fiyat seviyesinin altında bir fiyat. Talebimiz brüt 18 bin lira. 50 yıllık bir firmanın hala orada ayak sesleri var. Bu arkadaşlarımız depolarındaki malları tüketmeye veya grevi kırmaya çalışıyorlar. Böyle bir çaba devam ediyor.
“PARLAMENTO İŞGÜCÜYÜ SERMAYEYE, GÜÇ VE MUHALEFETE KARŞI KORUMAK ZORUNDADIR. İŞGÜCÜYÜ KORUYAMAZLAR”
Eskişehir’de bir alçı fabrikasında 100 işçi 8 aydır grevde. Oradaki durum başka bir durum. Oradaki işçiler örgütlendi, patron milleti kapının önüne koydu neden örgütlü olduklarını sordu. Arkadaşlarımız 8 aydır oradalar. Sendikanın yardımıyla ya da kendi imkanlarıyla geçinmeye çalışır. Ülkeyi yönetenler sermayeye karşı parlamentoyu, hükümeti, muhalefeti korumak zorundadır; ne yazık ki işçilikten tasarruf edemiyorlar. Bir yerde örgütlenirsiniz, mahkeme 7 yıl sürer. 7 yılın sonunda ne sendika ne işyeri kalıyor. Bu ülkede 17 milyon emekçi var, yüzde 14’ü örgütlü. Yani her 100 kişiden 14’ü örgütlü, 86 kişi örgütlenmemiş durumda. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. Kabul edilebilir bir rakam değil. Burada 100 kişiden 86’sı örgütsüzse bunun iktidardan muhalefete sendikalarla birlikte düşünülmesi gerekiyor.
“KIDEM TAZMİNATI SENDİKALARININ KIRMIZI ÇİZGİSİ”
Burada kıdem tazminatı gündeme geliyor, kıdem tazminatı sendikacıların kırmızı çizgisi. Almayanlarla ilgili bir düzenleme yapılırsa hükümete karşıyız. Ama biz işverenlerle oturup konuşalım derken elimizdeki imkanları kaybettik. Bu yüzden işverenler dışında herkesin kıdem tazminatına, örgütlenmeye ihtiyacı var.
“TÜRK-İŞ’İN İSTEĞİ, ALT YÜKLENİCİLER KONUSUNUN ÜLKE GÜNDEMİNDE OLMASIDIR”
Kamu sözleşmesi dışında en büyük sorunlardan biri 3600 ek gösterge şimdi iki üç aydır Meclis’te, EYT bu ülkenin gündemindeydi, 4/B üyeleri bu ülkenin gündemindeydi. Bir kere taşeron kelimesi uygun bir kelime değil. Taşeron kelimesini sevmiyorum, taşeronlar da sevmiyor. Bunlarla ilgili bir an önce yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu sorunu ülke gündeminden çıkaralım. Sağlık Bakanlığında, Enerji Bakanlığında, Ulaştırma Bakanlığında çok sayıda taşeron var. Bunların dışında her yerde az da olsa başka bakanlıklar da var. TÜRK-İŞ’in talebi bir an önce taşeron sorununun ülke gündeminden çıkarılması ve bu sorunun bitmesidir.
“DEPREM BÖLGESİNE ÖZEL YÖNETMELİK YAPILMASI GEREKİYOR”
EYT ile ilgili Plan ve Bütçe görüşmeleri devam ediyor. EYT ne zaman çıktı? 8 Eylül 1999’da. Sarsıntıyla ilgili… Ben de o sırada deprem bölgesindeydim ve bir hafta sonra insanlar cenazesini mezara koymadan ve ceset binanın altında bulunmadan önce bir yerden geçtiler. yasa. Sallama alanı için özel bir düzenleme yapılmalıdır. Bugün arkadaşlarımız plan ve bütçe komisyonunda bununla ilgili bir teklif sunacaklar.
“TASERON NEDİR? FETÖ’YE TAŞERON DİYORUZ, PKK’YA TAŞERON DİYORUZ”
Kısa özet şudur: Seçim alanına girmeden, kamu sözleşmelerinin seçim tarihi açıklanmadan önce sona ermesini talep ediyoruz. Kadro dışı çalışanların kadroya alınmasını talep ediyor, ilan edilmeden önce taşeron konusunun tüm KİT’lerde ve taşeronlarda ülke gündeminden çıkarılmasını talep ediyoruz. Taşeron nedir? FETÖ’ye taşeron diyoruz, PKK’ya taşeron diyoruz. Bu sözü ülke gündeminden çıkaralım.
“ÖZELLEŞTİRME BEDELİ ÖDÜYORUZ”
Özelleştirmenin bedelini biz ödüyoruz, elektriğin çoğu özelleştirildi. Birliğin talebi, güç bölümünün millileştirilmesidir. Demiryolları gündemde, demiryollarının özelleştirilmesinden bahsetmemek lazım. Yani bunlar bu ülkede silah ve mühimmat kadar değerli bahislerdir. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşları olarak bizler de bu ülkenin bireyleriyiz. Bunu söylemek zorundayız.
“GEÇEN HAFTA İSVEÇ’TE KURAN YAKILDI, TÜM TOPLUMUN TEPKİSİ OLMALI. DÜNYA BİRLİKLERİNE MEKTUP YAZDIK”
Geçen hafta İsveç’te Kuran yakılıyor, tüm toplumun tepki göstermesi gerekiyor. Dünya sendikalarına yazdık, bugün İsveç Birliği bana cevap veriyor. ‘Sonuna kadar haklısın maalesef bizim kanunlarımızda bunlar var’ diyor, yani ne Tevrat ne de İncil yakılmasın. Bu sapkın bir düşüncedir. Kimsenin mahremiyetine dokunmayın. İsveç Birliği ‘yasalarımızda bu var’ diyor. Dünyadaki herkesin ve sivil toplum kuruluşlarının bu sapkın düşüncelere karşı çıkması gerekiyor.
“BU ÜLKENİN DÖRTTE ÜÇÜYÜZ, TEMSİLDE YÜZDE BİR BİLE OLMUYORUZ”
Örgütlenme ile ilgili sendikaların önünü açacak yasal düzenlemeye ihtiyacımız var. Sivil toplum yoksa, sendikalar yoksa bu ülkede ne özgürlükten ne de demokrasiden bahsedebiliriz. Herkesin sendikaya ihtiyacı var. Mecliste 30 taşeron kökenli milletvekili olsa bu taşeron sorunu çözülür. Kesintisiz bir geçmişe sahip milletvekilleri olsaydı bu sorun çözülebilirdi. O yüzden kitaptan okumak başka, tulum giymez, tarlada çalışmaz, personeli olmaz… Biz bu ülkenin dörtte üçüyüz, yüzde 1 bile değiliz. temsilin. Bu seçim döneminde açıkça söylüyorum ki ben bir yere aday değilim, aday olmayacağım ama emekten yana olanlarla birlikte hareket etmek zorundasınız.”
“ŞU ANDA BU KADAR ARTIŞI TALEP ETMİYORUZ”
TÜRK-İŞ verilerine göre açlık sınırı taban fiyatı aştığı için ‘ek zam’ talebiyle ilgili soruya Atalay, şu yanıtı verdi:
“Şu anda böyle bir zam talebimiz yok, önce kamu sözleşmesini gündeme getirelim. Ondan sonra ortama bakarız, bir şey söyleyeceksek… Taban fiyat komitesine katılmadık. , toplantıya katılmadık.Gitseydik daha mı yüksek olurdu ‘olabilirdi’.Ancak TÜRK-İŞ bir rakam dedi, sayının yanında duruyor dedi.Geçmişte de böyleydi. , bugün de durum bu.Bazı sendikalar ‘gitseydin daha mı yüksek olurdu’ diyor, olacaktı.Ama pazarlık yapacak durumda değiliz.durmamız lazım.Onun için kamuoyunu çıkaralım. kontrat, taşeron ve kesintili işler ülke gündeminden. Ondan sonra bu konuda yapılacak bir şey varsa onu yaparız.”